kayıt

cehalet mutluluktur

  1. 34
    cehalet mutluluk değildir manyak manyak konuşmayın lütfen.
  2. 33
    mutluluk değildir cehalet abuk sabuk konuşmayın lütfen.
  3. 32
    cehalet mutluluk değildir saçma sapan konuşmayın lütfen.
  4. 31
    sen zekisin japonsun bi kere lafını fazla ciddiye almış eskişehirli kardeşimizin söylemekten çekinmediği...
  5. 30
    ingilicce bir kalıp.

    güzel sandığjmız bazı şeylerin esas hikayelerinin sandığımız kadar güzel olmadığını öğrendiğimizde evet gerçekten doğru. Ya da hayal ettiğimiz kadar güzel olmadığını öğrendiğimizde.

    Spoiler !!!
    Mesela ismail abi pamuk şekerin içinde pamuk olmadığını öğrendiğinde yıkılmıştı. Bunun gibi.

    Kendimizi mutlu edecek kadar cehalet yeter. Fazlası herkesi mutsuz eder. Gerek yok.

    (bkz: ihtiyacım kadar üretiyorum)
  6. 29
    (bkz: ignorance is bliss)
  7. 28
    o yüzden mutlu değilim.
    • Ne sığ bir yorumlaşma, rabbim ıslah etsin sizi.
  8. 27
    Bilgi sorumluluk getirir ve ben bu önermeye katılıyorum.
    Bilgiden ziyade öğrenme çabası beni memnun etse de başıma ne geldiyse şimdiye dek %51 oranıyla bildiklerimden mütevellit idi.
  9. 26
    Cehalet mutluluktur ama bilgeliğin getirdiği başarıdan elde edilen mutluluk kadar insanı mutlu etmeZ.
  10. 25
    ne bilmedigini bilmemek kadar guzeldir.

    dusunun ki bakkala gidiyorum diyerek evden cikip 30 yil kaybolan insanlar varmisti.
  11. 24
    scontent-otp1-1.xx.fbcdn.net/...
  12. 23
    doğruluğunu ve geçerliliğini günden güne daha da fazla kanıtlayan, gözümüze gözümüze sokan cümle.
  13. 22
    *

    Ya var ya düşünmediğim şey değil, bazen.
  14. 21
    buna en güzel örnek olarak akp'lilerin günümüz şartlarındaki mutluluğunu gösterebiliriz.

    ayrıca son olarak peygamberimizden de bir kesit eklemek istiyorum; "benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız"
  15. 20
    bilmemek daima mutluluk getirir. ne zamanki insan araştırmaya öğrenmeye bilmeye kısacası cehaletten kurtulmaya başlamış o zaman mutsuzluğu tatmıştır.

    cahil olunması ya da cahil olanların kendini avutması adına söylemiyorum bunları. yalnızca, her yeni bilginin daha yenilerini doğurmasının, doğru bildiğimizin bu sebeple sürekli değişmesinin, yanlışı görmenin, doğrusunu bilmenin, yanlış yapıldığını bilmenin mutsuzluk getirdiği ortadadır.

    kısacası; akıllı düşünürken deli köprüyü geçiyor arkadaşlar.
  16. 19
    mutluluktan öte insanın kendi doğasına aykırı düşmesidir. misal cumhurbaşkanımız. cahil ya.
  17. 18
    yanlış önermedir.

    ''cehalet mutluluktur.'' cümlesini önce bir filolojik olarak inceleyelim. cehalet tdk'nın güncel türkçe sözlüğünde bilgisizlik olarak geçiyor. burda tamamen cehalet imkansızdır zaten. bir insanın belli bir konuda bilgisiz olması mutluluktur denmek istenmş kısacası.

    herhangi bir bilgi sizi mutlu edebileceği gibi mutsuz da edebilir olay bu kadar basit aslında. tartışmaya değmez.

    ama gel gör ki genelde akademik eğitim almamış kişiler için kullanılıyor bu söz, ki yanlış bir kullanımdır. genelde bu sözün kullanım alanı da şudur:

    kendini biraz zeki zanneden biri siyasi- toplumsal bir tespit yapar ve buna karşı niye bir toplumsal refleks gelişmediğini anlayamadığı için ise buna başvurur:

    ''cehalet mutluluktur, biz biliyoruz halkımıza ,devletimize üzülüyoruz, kafa patlatıyoruz ama cahiller bir şey bilmediği için mutlu mesut devam ediyorlar '' şeklinde sığ bir mantık yürütür.
  18. 17
    fazla bilgi, karmaşa yaratmaz.

    işte bu noktada cahil olmuş, mutlu bir insansınız.
    fazla bilgiyi zeki olmayan bir insana verirsen bünyesi zaten almaz. zeki insan da o bilgileri komplekse girmeden, kafasını karıştırmadan öğrenir. cahilden daha mutlu olur. bilgelik asıl mutluluktur o yüzden.


    eğer önerme, "bilmemek mutluluktur." olsaydı, bu kesinlikle doğru olurdu. kendinizi, ucu size değmeyen her şeye kapatırsanız, yalnızca sizi mutlu edecek şeyleri duymak isterseniz gerçekten mutlu olursunuz. ama bu da insani değerlere aykırı. hatta etik değil. yan komşunuz tecavüze uğrarken siz kulaklarınızı kapatamazsınız daha mutlu olacağım diye.

    işbu sözü doğru bulanlara da acayip ayar oluyorum. bilmemenin değil de cehaletin mutluluk getireceğini nasıl savunabilirsiniz, siz gerçek bi cahil misiniz yoksa dahi misiniz? umarım ilkidir.
  19. 16
    dostoyevski'nin de iddiasıdır.
  20. 15
    cahillerin kendini avutmak icin uydurdugu soz.

    dostum, sizin bu dediginiz 'ignorins iz blissss' lafi ilkel zamanlar icin gecerli bir sey. devir bilgi ve teknoloji devri. 'universite mezunu adamin belediyede temizlikci olarak muracaat ettigi dunyada sen okul okumamis insanin yasama ihtimalini nasil dusunmezsin?' derler adama.

    not: sozum basligi acan arkadasa degil kesinlikle ki zaten o baska bir seyden soz etmis. ancak paylasilan gorseldeki kitaplar baya bildigimiz egitim alma bicimindeki bilgelikten alinti yapilarak konulmus oraya. bu nedenle gorsel sacmaliktir.

    edit: asagida bir arkadasin yazdigina deginmek istiyorum dikkatimi cekti de.

    ''en büyük cehalet, bir başkasına cahil deme hakkını kendinde görmektir'' diyor, artırıyormusmus.

    ben de diyorum ki o zaman;

    ''en buyuk cehalet "en büyük cehalet, bir başkasına cahil deme hakkını kendinde görmektir." demektir.'' diyor, artırıyorum. hazreti mavi

    ne ilginc insanlar yasiyor lan, herkes bir nazim hikmet bir ziya gokalp havalarinda... te allahim ya.
  21. 14
    kısa sevenler için:

    kısmen doğru, genel olarak yanlış önermedir.

    biz mutluluğu ancak anlık mutluluk olarak ele alabiliyoruz geniş bakamadığımız, gerekli bağıntıları kuramadığımız için.

    oysa düşünelim, küçük bir örnek verelim: bir çocuğumuz olsun. çok seviyoruz kendisini ve mutluluğu öne koyan felsefemiz ile hareket edip -anlık mutluluk- o mutlu olsun diye elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. ne isterse veriyor, elini sıcak sudan soğuk suya sokmuyor, sürekli sevgiye ilgiye boğuyor hatta şımarıklıklarına bile göz yumuyoruz.

    sonuç nasıl olur sizce? kendi işini kendi göremeyen, burnu havada, gerçek dünyadan bihaber, ayakları üzerinde duramayan, ilgi ve sevgi ihtiyacı hiç bitmeyen, dünyayı kendi etrafında dönüyor zanneden, hele fakirse gerçek hayatta geçireceği bir kaç yıl sonrasında intihar edecek bir birey yetiştirmiş oluyoruz.

    demek ki anlık mutluluk gerçek cahillikmiş.

    eğer çocuğumuzu gerçekten önemsiyor ve mutluluk üzerine felsefemizi doğru kurabiliyor olsaydık çocuğumuzu hem sever, hem onu hayata hazırlar, sorumluluk almasına ve mutsuz olmasına izin verirdik. böylece hayatın tokadını yediğinde beli bükülmez, yere sağlam basardı.

    uzun sevenler için eklemeler:

    ayrım yanlıştır. kurulan karşıtlık: mutluluk=cehalet, mutsuzluk=entelektüel olmak. bunlar doğru eşleştirmeler değildir. bu iki çatışma, yani mutluluk-mutsuzluk ve cehalet-kültür çatışmaları birbirinin karşıtı olamazlar. neden?

    ilk bireyimize geri dönelim, yere sağlam basamayana. kendisini önce zengin hayal edelim. ne değişir?

    cahilken, zengindir. kendi yerine düşünen, kendi yerine çalışan, hayatı onun yerine yaşayan insanlara sahiptir. her zaman çocukken annesinden babasından gördüğü hastalıklı ilgiyi parasıyla görecektir. kendisine yeni anne babalar tutacaktır. problem yok.

    kültürlüyken, zengindir. nasıl mutlu olacağını daha iyi bilmesi ve parasını daha iyi yönetebiliyor olması dışında değişen bir şey yoktur. rahattır, problemi yoktur, dünyanın durumu umurunda olmak zorunda değildir. kültür duyarlılık getirmez. gerçek problemler getirir o duyarlılığı. zengin olup içinde insanlığın acısını duyan çok az ve nadir eli öpülesi insan vardır.

    cahilken, fakirdir. ne değişiyor? hayatı nasıl yaşayacağını, problemlerini nasıl çözeceğini bilemediği gibi mutluluğu geniş çerçeveden göremediği için anlık mutluluklara kapılıp: mesela uyuşturucu bağımlısı olup iyice hayattan soyutlanıyor, sağlığı ve tüm umutları yitip gittiği gibi problemlerin nereden geldiğini hatta problemlerinin ne olduğunu dahi göremiyor. daha kendi bireysel yapısını tanımadığı için toplumsal bağıntıları asla ve asla kuramayacaktır. hem topluma hem kendine zararlıdır.

    kültürlüyken, fakirdir. hayatı nasıl yaşayacağını bilir, problemlerle mücadele etmeyi bilir, kendini değiştirmeyi yontmayı bilir, insanlar ile nasıl ilişki kurması gerektiğini bilir ki fakirliği çekilir kılan tek şey insani ilişkilerdir, toplumsal bağıntıları kurabilir, hayatta saygı görebilir, nasıl adım atacağını bilebilir, umutları vardır, anlık mutluluğa kapılmaz, sağlığına yaşamına çevresindekilere ve toplumsal problemlere duyarlıdır.

    bilmem anlatabiliyor muyum?
  22. 13
    i.imgur.com/...

    görselden sonra bir iki kelam da ben edeyim. buradaki cehaletten kasıt eğitim almış olmak değil. herkes herhangi bir konuda cahil olabilir. bunu "bilmemek" olarak düşünün. mesela bu akşam arkadaşlarınızla çok güzel gülüp eğlenirken belki çok sevdiğiniz birinin başına kötü bir şey geliyor. bunu öğrenmediğiniz müddetçe bunun için de üzülemezsiniz haliyle. bu basit örneği genele yaydığınızda bilmediğiniz hiçbir şey için de bir mutsuzluğunuz olamaz.

    yoksa hiç eğitim görmemiş biri, senin benim lüks depresyonumdan daha büyük acılar içinde olabilir. görseldeki karikatürde gösterildiği gibi çabayla öğrenebilecek şeyler varken bunu reddetmek bilmemenin getirdiği sahte mutluluğa aldanmaktır. yani bilerek öğrenmemeye devam etmek mutluluk getiren bir şey değil. bu yüzden moraliniz bozulmasın diye vize veya final notunuza bakmayı ertelemek, sizin üzülmenizi sadece erteler ve bu süreç içinde de içiniz rahat değildir. sevgilinizin sizi aldattığını düşünüyor; fakat karşınıza çıkacak şeylerden korkarak araştırmıyorsanız, yine kendinizi kandırıyorsunuz demektir. bu sözdeki şekliyle cehalette/bilgisizlikte bilmediğiniz şey hakkında bir şüphenizin de olmaması gerekir.

    bu yüzden bilmeyen insan, bilmediğinin farkında değilse (o konu için) mutsuz olmasına bir neden yoktur. bazı bazı çocuk olmak veya bir hayvan olmak istememizin nedeni biraz da budur.
  23. 12
    cahil olduğunu sanan bilge insanları kıskanan insanlarca söylenen sözdür.
  24. 11
    koca bir saçmalıktan ibaret olan sözdür. bilgisi olmayan insan, yönlendirilmeye, kukla olmaya, ezilmeye yatkın insandır.

    zengin ve cahilsen tamam kabul. para verip senin yerine düşünecek ya da çalışacak adam tutabilirsin. sıkıntı yok.
  25. 10
    üzerine kitap yazılacak denli büyük bir söz. ama ağlamaktan yazamıyorum sözlük :(